Yazı İçeriği
Stoa Felsefesinin Tarihsel Arka Planı
Stoacıların hikayesi Sokrates'le (MÖ 470-399) başlar. Basit yaşam tarzı, sorgulama yöntemi ve efsanevi ölümü büyük filozofu, diğer felsefe okullarının yanı sıra Stoacıların da onursal öğretmeni yapmıştır. Onun Stoacı düşüncede etkisi çok büyüktür.
Stoacı öğretinin kökleri üç Sokratik ilkeye uzanır:
Kendimizi sorgulayarak yanlış kanaat ve düşüncelerimizi ortaya çıkarıp irdeleyebiliriz. (Sokratik sorgulama).
Duygularımızı ve dolayısıyla kanaatlerimizi değiştirebiliriz.
Yeni düşünce ve eylem alışkanlıkları edinebiliriz.
Diğer yandan Kinik Diyojen, Sokrates ile Stoacılar arasındaki zincirin en güçlü halkasıdır. Diyojen, Sokrates gibi, oldukça basit (minimalist) bir yaşamı benimsemiştir. Sokrates Antisthenes’e, Antisthenes Diyojen’e öğretmenlik yapmıştır. Diyojen Krates’i yetiştirmiş; Krates’te Zenon’a öğretmiştir. Ve Zenon Stoa Okulu’nu kurmuştur.
Stoa, Antik Yunan mimarisinde bir sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilerdir. Stoacılık, adını Zenon’un ders verdiği Atina'daki bu galerilerden (Stoa Poikile) almıştır.
Antik Yunan Stoacılarının en önemli üç temsilcisi: Kıbrıslı Zenon, Cleanthes ve Chrysippus’dur. İlk Stoacılar, diğer Sokratik felsefeler gibi, erdem etiğini benimsemişlerdir. Erdemli (Arete) yaşamın kendilerini mutlu bir hayata (Eudaimonia) götüreceğine ve herkesin bunu araması gerektiğine inanmışlardır.
Bu yüzden Stoacılar, felsefeyi nasıl erdemli olunabileceğini öğrenmek için kullanmışlar; erdemin en yüksek iyilik ve erdem eksikliğinin tek kötülük olduğu fikri felsefelerinin temel kabulü olmuştur. Onlara göre erdem için üç disiplini öğrenmek gerekliydi:
1. Etkili ve doğru düşünme için mantık,
2. Doğayı ve evreni anlamak için fizik,
3. İyi (Doğru) olanı kötü (Yanlış) olandan ayırmak için etik.
Roma Stoacılarının en önemli temsilcileri ise: Seneca, Musonius Rufus, Epiktetos, Marcus Aurelius ve Hierokles’dir. Romalı Stoacılar bize kendi gemimizi yönlendirmeyi, kontrolümüzdekilere odaklanmayı ve olmayanları sakince kabul etmeyi öğretmişlerdir.
Kısaca Stoacılık, Sokrates ve Diyojen’in izinde MÖ 3’üncü yüzyılda Yunanistan'da ortaya çıkmış ve daha sonra Romalılar tarafından felsefi bir duruş ve yaşam biçimi olarak benimsenmiş, etkisi günümüze kadar sürmüş büyük bir felsefedir.
Binlerce yıl geçmesine rağmen, çağdaş felsefecilerin yorumları ile zenginleşmiş Stoacılığın ilkeleri yankılanmaya, bilgeliğin yıldızı tüm parlaklığıyla gözlerimizi ve gönüllerimizi kamaştırmaya hala devam etmektedir.
Şimdi Kıbrıslı Zenon’dan Marcus Aurelius’a Stoa felsefesinin şekillenmesinde en derin katkıları yapmış bu sekiz filozofun yaşam ve çalışmalarını ele alacağız. Bu filozofların katkıları zaman içinde derin etkiler doğurmuş, başka filozofları etkilemenin yanında geniş kitleler için yaşam pusulası vazifesi görmüştür.
Stoa Felsefesine Şekil Veren Büyük Stoacı Filozoflar
1. Kıbrıslı Zenon (MÖ 334-262)
Kıbrıslı Zenon Krates’in (Dolayısıyla Diyojen’in) öğrencisiydi. MÖ 300 civarında Atina'da Stoacılık Okulu’nun kurucusudur. Larnaka’da doğan Zenon, bir kumaş tüccarıydı. Bir gemi kazası onu Atina'ya getirdi. Kendi okulunu kurmadan önce çeşitli filozoflardan eğitim aldı ve Stoacılığa adını veren Stoa Poikile'de (Boyalı Sundurma) dersler verdi.
Zenon, Stoacı felsefede hayati üç alanı sistematikleştirdi. Bunlar; mantık, fizik ve etiktir. Bunların içinde esas olan etikti ve etik: Merkezinde erdem veya karakter mükemmelliği olan bir hayatın nasıl yaşanacağıyla ilgiliydi.
Zenon doğaya ve akla uygun yaşamayı erdeme giden yol olarak gördü. Erdemin tek gerçek iyilik olduğunu ve zenginlik, sağlık ve itibar gibi dış etkenlerin kayıtsız olduğunu öğretti. Zenon ayrıca evreni yöneten rasyonel ilke olan “logos” kavramını öne çıkardı ve etik, mantık, fizik (doğa felsefesi) üzerine Stoacı görüşlerin temelini attı.
Zenon'un fikirleri doğal olarak daha sonraki Stoacıların üzerinde ilerleyeceği temel ilkeleri şekillendirdi. Zenon'un doğa ve akılla uyum içinde yaşama vurgusu, Stoacı etiğin merkezi haline geldi ve antik çağlardan günümüze sayısız düşünürü etkiledi.
2. Assoslu Cleanthes (MÖ 330-230)
Assoslu (Assos, Çanakkale'nin 87 km. güneyinde antik bir liman kentidir.) Cleanthes Zenon’un halefidir. Gençliğinde bir boksör olan Cleanthes Atina'ya geldikten sonra felsefe dersleri almaya başladı. Yazılarından çok azı bugüne ulaştı.
Cleanthes, evreni yöneten rasyonel, ilahi bir düzene olan Stoacı inancı ifade eden bir eser olan Zeus'a ilahisiyle tanınır. Zenon'un özellikle logos ve kozmosun birliği ile ilgili fikirlerini genişletti. Cleanthes, evrenin rasyonel düzenine göre yaşamanın önemini vurguladı ve bunu erdeme giden yol olarak gördü.
Cleanthes, Zeno veya Chrysippus kadar etkili olmasa da, okulun ilk yıllarında Stoacı fikirlerin korunmasında ve teşvik edilmesinde çok önemli bir rol oynadı.
3. Solili Chrysippus (MÖ 279-206)
Soli'de (Mersin'in Mezitli ilçesinde antik bir kenttir) doğan Chrysippus, Stoacı okulun üçüncü başkanıydı ve genellikle ikinci kurucusu olarak kabul edilir. Stoacılığın gelişmesine ve sistematikleşmesine önemli katkılarda bulundu.
Chrysippus, özellikle mantık ve etik alanlarında Stoacı felsefeyi sistematik hale getirdi. Stoacı mantığın bel kemiği haline gelen bir önerme mantığı sistemi geliştirdi. Etik teorisi, “kathekon” (uygun eylemler) kavramına ve bunların erdemle nasıl uyumlu olduklarına odaklanarak doğaya uygun yaşama fikrini daha da detaylandırdı. Chrysippus, evrenin deterministik olduğunu ve her şeyin ilahi akla (logos) göre gerçekleştiğini savunarak “kader fikrini” de ileri sürdü. Chrysippus'un çalışmaları, Stoacılığı yeniden canlandırdı ve zenginleştirdi.
Cicero ve Seneca gibi birçok yazar ve düşünürün eserlerinde alıntılanan parçalar dışında yazılı eserleri kayboldu. Buna rağmen “Chrysippus olmasaydı Stoacı bir okulun olmayacağı” düşüncesi genel kabul görmektedir.
4. Seneca (MÖ 4–MS 65)
Cordoba'da doğan Seneca, Romalı bir devlet adamı, oyun yazarı, zengin bir tüccar, avukat ve Stoacı filozoftu. Nero'nun danışmanı olarak görev yaptı. Hayatı boyunca hastalıklarla, sürgünlerle, ölüm tehditleriyle mücadele etti; çocuklarının kaybıyla kederlendi. Acılara katlanmak, teselli bulmak ve gücünü toplamak için Stoacı felsefeyi rehber edindi. Nero’nun emriyle intihar etmek zorunda kaldığında hayatı trajik bir şekilde sona erdi.
Seneca'nın yazıları etik, ahlak ve mutluluğun doğası dahil olmak üzere çok çeşitli konuları kapsar. Stoacı ilkelerin günlük hayata nasıl uygulanabileceğini araştıran mektupları ve denemeleriyle tanınır. Seneca, rasyonel düşüncenin, kendini kontrol etmenin, yaşamın kısalığı ve doğasının önemini vurgulayarak okuyucularını erdemli ve amaca uygun yaşamaya teşvik etti.
Seneca ilk psikologlardan biri olarak kabul edilir. “Öfke”, ”kaygı ve endişe” ile “teselli” üzerine yazıları ve bunlarla baş etme yöntemleri hayranlık uyandırıcıdır. “Beklentileri yönetmek” konusunda ustadır. Beklentileri azaltmak, onun için, mutluluğa giden en emin yollardan biridir.
Seneca’nın çalışmaları hem Stoacı felsefe hem de Batı düşüncesi üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olmuştur. “Ahlak Mektupları” başta olmak üzere insan doğası ve etik yaşam hakkındaki eserleri terapötik etkiye sahip şaheserlerdir.
Oyunları Avrupa'da drama ve edebiyatın gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Shakespeare’in dünya görüşünün Seneca’dan etkilendiği, eserlerinde Seneca’nın ruhunun yankılandığı bilinmektedir.
5. Musonius Rufus (MS 20-101 civarı)
Musonius Rufus en çok ihmal edilen Stoacı filozof olmasına rağmen, en çok alıntılanan ve okunan Stoacı Epiktetos'un öğretmenidir.
Musonius, çağının ilerisinde görüşlere sahipti. “Kız ve erkek çocukların aynı eğitimi alması gerektiğini”, “erkekler kadar kadınların da felsefe yapabileceğini” ileri sürüyordu.
Yerleşik düzene tehdit olarak görülen öğretileri nedeniyle Roma imparatorları tarafından iki kez sürgüne gönderilmiştir.
Musonius Rufus, etik üzerine yaptığı vurgu ve diyalog yoluyla öğretme yöntemi nedeniyle “Roma’nın Sokratesi” olarak anılmıştır. Cinsiyet eşitliğini, eğitimin önemini ve öz disipline olan ihtiyacı savunarak pratik Stoacılığa odaklandı. Stoacı ilkelerin günlük yaşamda uygulanmasını vurgulayarak felsefenin sadece çalışılması değil, yaşanması gerektiğine inanıyordu.
Musonius'un öğretileri daha sonraki yazar ve düşünürleri de etkiledi. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim konusundaki fikirleri, zamanı için oldukça ilericiydi ve modern çağda izlerini ve yankılarını bulmak mümkündür.
6. Epiktetos (MS 50-135 civarı)
Epiktetos, Frigya’nın Hierapolis (Pamukkale) kentinde köle olarak doğdu. Roma’ya köle olarak götürüldü. Zengin bir adam ve Nero'nun sekreteri olan Epaphroditus tarafından satın alındı. Köle iken, Musonius Rufus ile Roma'da felsefe okudu ve azat edildikten sonra Batı Yunanistan’ın Nikopolis kentinde kendi okulunu kurdu.
Öğretileri öğrencisi Arrian tarafından “Söylemler” ve “Enkheiridion” (El Kitabı) şeklinde kaleme alınarak günümüze kadar ulaştı.
Özgür bir insan olarak, çok basit bir yaşam sürmeyi tercih etti. Otla doldurulmuş bir minder ile hasırdan başka bir eşya kullanmadı. Köle yaşamı, Epiktetos'un öğretisinde silinmez izler bıraktı: Ona göre, gerçek özgürlük, esaret altında bile sürdürülebilen içsel özgürlüktü.
Epiktetus'un Stoacı felsefeye en büyük katkısı, kontrolümüz altında olana odaklanmamız ve olmayanı bırakmamız gerektiğini söylediği “kontrol ikiliği” öğretisidir. Bu fikir, kişisel sorumluluğu, öz disiplini ve içsel özgürlüğü vurgulayan Stoacı öğretinin merkezinde yer alır.
Epiktetos’un öğretilerinin sonraki Stoacı düşünce ve modern felsefe üzerinde derin bir etkisi oldu. Günümüzde geniş çapta okunmaktadır. Epiktetos'un bireyin kendi kaderini şekillendirme gücüne yaptığı vurgu, modern kendi kendine yardım ve kişisel gelişim alanında güçlü bir etki bırakmıştır.
7. Marcus Aurelius (MS 121-180)
MS 161'den 180'e kadar Roma İmparatoru olan Marcus Aurelius sadece bir hükümdar değil, aynı zamanda bir filozoftu. Genç yaşlardan itibaren felsefe eğitimi aldı. Yaşamına savaşlar ve kişisel trajediler damgasını vurdu, ancak hayatı boyunca Stoacı ilkelere bağlı kaldı.
Marcus Aurelius'un “Meditasyonları (Kendime Düşünceler)” Stoacı felsefenin en ünlü eserlerinden biridir. Bir dizi kişisel düşünceden oluşan kitap, öz disiplini, rasyonelliği ve yaşamın geçici doğasını vurgulayarak Stoacı etik hakkında derin bilgiler sunar. Marcus Aurelius, insanın doğayla uyum içinde yaşaması ve kaderin getirdiği her şeyi sakinlikle kabul etmesi gerektiğine inanıyordu.
"Meditasyonlar" hem Stoacı düşünce hem de Batı felsefesi üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Sıkıntı karşısında Stoacı ilkelerin nasıl uygulanacağına dair benzersiz bir bakış açısı sunan bu eser, kişisel gelişim ve huzurlu bir yaşam açısından ölümsüz bir rehberdir. Marcus Aurelius'un hayatı ve yazıları liderlere, filozoflara ve erdemli bir hayat yaşamak isteyen herkese ilham vermeye devam ediyor.
8. İskenderiyeli Hierokles (MS 2. yüzyıl)
Hierokles, etik üzerine yazıları ve Stoacı metinler üzerine yorumlarıyla tanınan İskenderiyeli bir filozoftu. MS 2’nci yüzyılda yaşadı ve Stoacı okulda önemli bir figür haline geldi.
Hierokles en çok etik üzerine yaptığı çalışmalarla, özellikle de “oikeiosis” kavramıyla (Yaşama içgüdüsü; bizim için iyi olana aşinalık) tanındı. Topluluğun önemini ve kişisel erdemin bir bütün olarak toplumun refahı ile bağlantılı olduğu fikrini vurguladı.
Hierokles'in özelikle dünya vatandaşı kavramı üzerine çalışmaları, Stoacı etiğin gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulundu. Fikirleri daha sonraki Stoacı düşünürleri etkiledi ve Roma İmparatorluğu'ndaki Stoacılığın etik çerçevesini şekillendirmeye yardımcı oldu.
Sonuç
Stoacılığın tarihi gelişimi, antik Atina’dan günümüzün modern bilimsel uygulamalarına kadar uzanır. Zenon ve takipçilerinin iyi ve mutlu yaşamanın yollarını bulmak için sarfettikleri gayret hala bugün de ilk zamanlarda olduğu kadar değerlidir.
Stoacılar bize kendi yaşam felsefemizi inşa etmemiz için mükemmel bir çerçeve bıraktılar. Bununla daha dirençli, daha şefkatli, daha rasyonel olmayı öğrenebilir ve dış dünyanın psikolojik refahımız üzerindeki etkisini azaltabiliriz.
Faydalanılan Kaynaklar
1.Ryan Holiday, Stephan Henselmen, (2020). Lives of The Stoics: The Art of Living From Zeno to Marcus Aurelius
2.Nancy Shermen, (2021), Stoic Wisdom: Ancient Lessons for Modern Resilience
3.Jules Evans, (2023), Hayat İçin Felsefe ve Başka Tehlikeli Durumlarda
Comments