top of page

Mutlu Olma Sanatı

Güncelleme tarihi: 5 May


Mutlu Olma Sanatı Kitap Özeti

“Mutlu Olma Sanatı” kitabının yazarı Bertrand Russell modem çağın en çok övgü alan felsefe ve matematikçilerinden biriydi. Batı Felsefesi Tarihi gibi çoksatan kitaplar kaleme aldı. Komünizm ve nükleer silahsızlanma da dahil olmak üzere pek çok davayı büyük bir hevesle destekleyen bir halk entelektüeliydi.

Russell’ın ateist ve vejetaryen olduğu bilinir. 98 yaşına kadar yaşadı, kendi felsefi ve politik fikirlerinin geçerliliğini sınamak ve onları kendi hayatına uygulamak için bol zamanı oldu.

Kitap Kimin İçin?

“Mutlu Olma Sanatı” felsefeyi seven ve yaşamı anlamak isteyenler içindir.

“Mutlu Olma Sanatı” Kitap Konusu, Özeti ve İncelemesi

“Mutlu Olma Sanatı” basit dili ve kolay okunabilirliği ile popüler bir felsefe kitabıdır. Kitabın ana fikri mutluluğun dışa dönük bir tutum izlenerek elde edileceği ve kişinin kendi içine dönmesi halinde kaybedileceğidir.

Russell, insanın bir problemle karşılaştığında problemi çözmek için o an kendine ne yapılabileceğini sormasını; varsa yapmasını; yoksa yapılacak bir şey bulana kadar meseleyi kenara koymasını salık verir. Bu yönüyle Russell üzerinde antik felsefenin izlerini görmek mümkündür.

Kitap iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda mutsuzluğun nedenleri, ikinci kısımda mutluluğun nedenleri ele alınmaktadır.

Mutsuzluğun Nedenleri

Yazar amacının, uygar ülkelerdeki insanların çoğunun görünür hiçbir dış nedeni olmadığından kaçınılmaz sanıldığı için katlanılması çok zor olan her günkü mutsuzluklarına çare önermek olduğunu; bu gibi mutsuzlukların daha çok hatalı dünya görüşünden, hatalı ahlak kurallarından, yanlış yaşama alışkanlıklarından kaynaklandığına inandığını; çünkü bu yanlışlıkların, mutluluğun temeli olan şeylere doğal hevesin ve iştahın yok olmasına yol açtığını belirtiyor ve diyor ki; bu hevesi ve iştahı yeniden kazandırarak insanları mutlu edecek değişiklikleri açıklamak istiyorum.

Russell büyüme çağında, hayattan nefret ettiğini ve sürekli olarak intiharın eşiğinde olduğunu anlatıyor. Şimdi ise yaşamdan zevk aldığını; bunu da hayatta en çok neleri istediğini keşfetmiş ve birçoğunu elde etmiş olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Ayrıca mutluluğu elde etmesine katkı veren diğer davranış değişikliklerini açıklıyor: Sadece kendini düşünme huyumdan vaz geçmek, kendine ve kusurlarına aldırış etmemeyi öğrenmek, dış ilgi alanları keşfetmek.

Mutsuzluğun en büyük sebebi içe kapanıklık, çare ise dış dünya ile ilgilenmektir. En yaygın İçe kapanıklık çeşitleri; günahkar, narsist, megalomandır.

Hayalindeki kendisiyle, kendi hakkında gerçeğe dayanan bilgisi çatışma halinde olan günahkar sürekli olarak kendi hoşnutsuzluğunun hedefi olur. Yaşamın ilk yıllarında edinilen doğal duyguların bastırılması, bilinç dışı ve bilinçli zihin arasında pek çok sağlıksız biçimde kendini gösteren bir uyumsuzluk yaratır. Günah düşüncesiyse bize kendimizi değersiz ve yalnız hissettirir. Narsist ise kendine hayrandır ve devamlı hayranlık kazanmak ister. Kendini beğenmişliğin kaynağı sıkılganlık ve çekingenliktir. Megaloman ise güçlü olmak, korkulan olmak ister. Empatiden yoksun, rekabetçi ve içe dönük olmaları kendilerine zarar verir. Her üç kişilik tipinde de mutluluk, başkalarından farklı olduğumuz inancına dayalı içe bakışla bastırılır. Kendimizi davalarla, tutkularla, ilgilerle özdeşleştirip başkalarının iyiliğini kendimizinkinden daha fazla önemseyerek de kazanılır.

Russell’in “Byron Mutsuzluğu” adını verdiği mutsuzluk entelektüel mutsuzluğudur.  Bazı insanlar bu dünyanın şu anki durumunun, kendilerine mutlu olmak için hiçbir neden sunmadığını düşünür. Ama Russell, "Gerçekteyse mutsuzlukları bilmedikleri bir nedene dayanır ve bu, onların dünyanın daha az zevkli yönleriyle ilgilenmelerine yol açar," der.  Russell, bu tür karamsar, entelektüel mutsuzluğun, yaşamın kendisiyle çok az etkileşimin ürünü olduğuna inanıyordu. Mutsuz “ruh halini” terk etmenin en iyi yolu, dünyayla aktif bir şekilde ilişki kurmanın bir yolunu bulmaktır.

Russell mutsuzluğun bir diğer nedenini “rekabet” olarak görür. Yaşamak için mücadele diye bir şey yoktur; başarı için mücadele vardır. Bir iş adamı aslında havadan sudan olan bir şeye saygınlık kazandırmak amacıyla buna yaşam mücadelesi diyecektir.

Mutluluğun kaynağı olarak görülen rekabette başarıyı fazla önemsemek mutsuzluğun nedenidir. Russell’ın savı; başarının mutluluğun bir öğesi olduğu, ancak diğer öğelerin tamamının feda edilmesi pahasına elde edilmesi halinde çok pahalıya mal olmuş olacağıdır. Asıl sorun, hayatı bir rekabet, hem de yarışmayı kazananın saygıyı kazanacağı bir rekabet olarak gören bir felsefenin benimsenmiş olmasından ileri gelmektedir. Bu hastalığın tedavisi, amacı bakımından ölçülü bir hayatta, makul ve sakin zevklerin rolünü kabul etmekle mümkündür.

Russell mutluluğun asli bileşeninin fiili başarıdan bile daha fazla, çaba olduğunu söyler; hiçbir çaba sarf etmeden bütün heveslerini tatmin edebilen bir kişi, sonunda arzulara ulaşmanın kendisini mutlu etmediğini görecektir. "İstediğiniz bazı şeylerden mahrum kalmak, mutluluğun olmazsa olmaz parçasıdır" sonucuna varır Russell.

Russell mutsuzluğun diğer bir kaynağı olarak can sıkıntısını görür. Russell heyecan ve macera arzusunun, özellikle de erkeklerde, insanın doğuştan gelen bir özelliği olduğuna dikkat çeker. Uygarlığın avcılık evresinde bu doğal olarak yüceltilirdi; ama tarımın devreye girişiyle birlikte can sıkıntısı çökmeye başladı. Makine çağı bu bitkinliği belli ölçülerde azalttı; ama sıkılma korkusu aynı kaldı.  Bence can sıkıntısı Russell’ın söylediği gibi mutsuzluğun bir kaynağı değil sonucudur.

Yorgunluk mutsuzluğun diğer bir sebebini oluşturur. Sanayi toplumunun getirdiği yoğun çalışma temposu ile belirsizliklerin neden olduğu endişe duygusu mutsuzluğu perçinler. İnsanların çoğu düşüncelerini kontrol etmede yetersizdir. Akıllı insan, sorunlarını gerektiği zaman düşünür; gece ise hiçbir şey düşünmez. Endişe psikolojisinin zihin disiplini ile üstesinden gelinebileceği kanaatindedir. Bu noktada Russell’ın Stoa öğretisine yaklaştığı söylenebilir.

Russell’a göre mutsuzluğun en büyük nedenlerinden birisi de çekememezliktir. Çünkü bazı insanlar başkalarının başarılarından acı çekerler. Bu duyguyu ortadan kaldırmak için hayranlık duygusu arttırılmaya çalışılmalıdır. Karşılaştırmalardan kaçınılmalı; güzel olan her şeyin tadı çıkarılmalıdır.

Günah duygusu, işkence korkusu ve kamuoyu korkusu mutsuzluğun diğer önemli sebepleridir. Günah duygusu pişmanlığa; bize karşı yapılan haksızlıklar ve kötülükler (işkence) hem kendimize hem de çevremize karşı nefrete dönüşürse büyük mutsuzluğa sebep olurlar. Dini, entelektüel, sosyal veya etnik farklılıklardan dolayı kamuoyu baskısı gelişmeyi dolayısı ile mutlu olmak için gerekli olan ruh özgürlüğünü olanaksız hale getirebilir. Mutlu olmak için yaşam tarzımızın istediğimiz gibi olması, çevremizin zevklerine ve isteklerine göre olmaması gerekir.

Russell, gözümüzde büyüttüğümüz yetenek ve becerilerimizin başkaları tarafından onaylanmıyor olmasını kabullenmenin bize zor geldiği görüşündedir. Başkalarının hatalarını ifade ederiz; ama onların bizim hiç hatamız olmadığını düşünmelerini isteriz. Övülme isteği, gurur ve insanın kendi erdemlerini abartması ile başkalarından fazla şey beklemek kişiyi mutsuzluğa götürür.

Kendini beğenmiş insanlar başarısızlık karşısında fena halde şaşırır, buna karşılık mütevazı insanlar başarı karşısında çok büyük şaşkınlığa uğramazlar. Bu yüzden de beklentileri düşük tutmak en iyisidir.

Mutluluğun Nedenleri

Russell genelliklere bilim adamları ve el becerisi işi yapanların yaptıkları işe kendilerini kaptırdıklarında ve becerilerinin işi başarılı bir şekilde sürdürmek için yeterli olduğunda mutlu olduklarını vurgulamaktadır (Bu görüş Mihaly Csikszentmihalyi’nin “Akış” teorisi ile benzerlik göstermektedir). Ayrıca bir davaya inanmanın mutluluk kaynağı olduğunu belirtmektedir.

Mutluluk her şeyden çok insanlara ve çevreye ilgi duymaya dayanır. Mutluluğun sırrını şöyle verir: İlgilerinizi olabildiğince genişletin; sizi ilgilendiren şeylere karşı tepkilerinizin düşmanca değil, olabildiğince dostça olmasına bakın.

Russell’a göre; mutlu insanların en belirgin özelliği yaşamdan keyif almalarıdır. Bu ise zihinsel farkındalık ile mümkündür. Antik Yunanlıların ölçülülük ilkesi burada önem kazanır. Her şeyin aşırısı zararlıdır. Güzel yemekler yemekten keyif alan biri, ölçülük kuralını çiğner ve aşırıya kaçarsa, sonunda aldığı keyif eziyete dönüşür.

Sevgi güven duygusu yaratır. Karşılık beklemeden sevilmek (özellikle çocukluk çağında) bireyin yaşama tüm gücüyle katılmasını ve mutlu olmasını mümkün kılar. Gerçek sevgi, çıkar gözetmeden içten gelen ve karşılıklı olan sevgidir. Bu çeşit sevgi dünyayı ve yaşamı daha bir ilgiye değer kılar. Sevilmeme duygusu ise hoşnutsuzluk ve içe kapanmaya sürükler.

Anne babalıktan feragat edenler mutluluktan yoksun kalır ve büyük ihtimalle nedenini bilmedikleri bir tatminsizlik yaşarlar. Çocuklar, süreklilik ve beraberlik sağlar ve bu da size, "ilk tohumdan başlayıp uzak ve bilinmez bir geleceğe doğru akan hayatın bir parçası olduğunuzu" hissettirir.

İyi bir işin, insanı mutlu kılmak bakımından hünerden üstün olan yapıcı bir öğesi vardır. Önemli nitelikte yapıcı bir işin başarılması halinde, hissedilecek duygu büyük bir hoşnutluk ve mutluluk duygusudur.

İnsan hayatının bütün alanları ister iş olsun ister evlilik ya da çocuk yetiştirme, dışa dönük bir çaba gerektirir ve mutluluğu getiren de bu çabanın kendisidir.

Russell'ın mutluluk reçetesinde çaba ile kabullenme arasındaki "altın oran" önemlidir. Başarısız olma karşısında kişinin elinden geleni yapması ve sonucu kadere (Amor fati) bırakması uygun olan yöntemdir. Üzüntü, öfke ve endişe hiçbir şeye yaramayan duygulardır. Bunlara kendini fazla kaptıranların kabullenme olmadan bunların üstesinden gelebilmeleri zordur.

Russell’ın Mutlu İnsanı

Russell, mutluluğun "kısmen dış koşullara kısmen de kendimize bağlı" olduğu sonucuna varır. Yemek, barınmak, aşk, iş, saygı, evlat sahibi olmak gibi basit şeyler mutluluk için gereklidir. Etrafımızın bu basit mutluluk kaynaklarıyla dolu olduğu göz önünde tutulursa yalnızca psikolojik olarak uyumsuz kişilerin mutlu olmayı başaramayacağını belirtir.

Russell insanın tutkuların ve ilgilerin içe değil dışa dönük olması halinde mutlu olabileceğini; bencil duygularının zindanına hapsolmuş ruhun ancak dış dünyaya açılarak kurtulabileceği belirtir.

Kendi içine gömülü olduğu için mutsuz olan birisinin yapacağı en önemli değişiklik: Yanlış olan inancını mantıklı olanla değiştirmek ve bilinç altına yerleştirmektir. Bu arada kendini bir işe vermektir.

Russell’a göre mutlu yaşam, büyük ölçüde, iyi ve dürüst bir yaşam demektir.

Russell, biraz daha derine inerek mutsuzluğun bilinç ve bilinç dışı ya da benlik ve toplum arasındaki bütünleşme eksikliğinin bir sonucu olduğuna dikkat çeker:

"Mutlu insan, bu birleşme başarısızlıklarının ikisinden de acı çekmeyen, birliğe ulaşmış insandır; onun benliği, ne kendi içinde birbiriyle uzlaşmaz kısımlara bölünmüş, ne de dünyaya karşı bir sipere gömülmüştür."

Kitabın Genel Değerlendirmesi

“Mutlu Olma Sanatı” akademik anlamda Russell'ın önde gelen eserlerinden biri değildir. Daha ziyade mutlu bir yaşam üzerine düşüncelerini aktardığı kişisel gelişim kitaplarının ilk örneklerinden biridir.

Bu kitapta Russell mutluluğa mücadele ve çaba ile ulaşıldığını vurguluyor ve bunu çok sade ve anlaşılır bir dil ile yapıyor. Eser ilk olarak 1930'da yayınlanmış olsa da Russell'ın savunduğu genel noktaların çoğu bugün geçerliliğini korumaya devam ediyor. Özellikle mutsuzluğun nedenleri olarak ‘rekabet’ ve ‘kamuoyu baskısı’ ile ilgili bölümleri hayrete şayan bir şekilde günümüz dünyasını anlatıyor.

Mutlu Olma Sanatı’nın ana savları şu şekilde ifade edilebilir:

*Mutluluk, kendimizi hayatın içine atmaktan gelir; bu, zihnin benlik ile meşgul olmasını, yani mutsuzluğun başlıca nedenini genellikle azaltan bir tutumdur.

*Çok ender durumlar bir yana, mutluluk yalnızca uygun koşulların bir araya gelmesiyle olgun bir meyve gibi kucağa düşmez, ona çabayla erişilebilir.

*Kendiliğinden ve kendini zorlamadan pek çok insan sevmek, belki de kişisel mutluluğun en büyük kaynağıdır.

45 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Guest
May 12
Rated 5 out of 5 stars.

👍

Like
bottom of page